
Yapay zeka teknolojileri hızla yayılırken, bu dönüşümün görünmeyen bir bedeli de giderek daha fazla tartışılmaya başlandı: su tüketimi. Paylaşılan son verilere göre yapay zeka sistemleri, 2025 yılı boyunca neredeyse tüm insanlığın tükettiği şişe suya eşdeğer miktarda su harcadı.
2025’te yapay zeka ne kadar su tüketti? Rakamlar düşündürüyor
Yıl sonuna kadar yapay zeka ekosisteminin toplam 765 milyar litre su tüketmesi bekleniyor. Bu rakam, konuyu yalnızca teknoloji başlığı olmaktan çıkarıp çevresel bir mesele hâline getiriyor.
Yapay zekanın doğrudan “su içtiği” yok elbette. Ancak onu çalıştıran altyapı, ciddi miktarda suya ihtiyaç duyuyor. Bunun temel nedenleri şöyle:
- Veri merkezlerinin soğutulması: Büyük yapay zeka modelleri, binlerce GPU ve işlemciyle çalışıyor. Bu donanımlar aşırı ısındığı için sürekli soğutulmaları gerekiyor.
- Su bazlı soğutma sistemleri: Birçok veri merkezi, enerji verimliliği için hava yerine suyla soğutma yöntemlerini tercih ediyor.
- Elektrik üretiminin dolaylı etkisi: Yapay zeka sistemlerini besleyen elektriğin önemli bir kısmı, su tüketimi yüksek enerji santrallerinden geliyor.
Yani yapay zeka suyu doğrudan değil, altyapısı üzerinden dolaylı olarak tüketiyor.
765 milyar litre su ne anlama geliyor?
Bu rakamı daha anlaşılır hâle getirmek gerekirse:
- Milyarlarca insanın yıllık şişe su tüketimine eşdeğer
- Büyük bir metropolün yıllarca içme ve kullanım suyu ihtiyacını karşılayabilecek seviyede
- Tarımda milyonlarca hektarlık alanın sulanmasına denk
Bu tablo, yapay zeka büyüdükçe çevresel etkilerin de aynı hızla arttığını gösteriyor.
Yapay zeka su krizine neden olur mu?
Uzmanlara göre yapay zeka, küresel su krizinin ana sebebi değil. Ancak şu riskleri barındırıyor:
- Veri merkezlerinin su stresi yaşayan bölgelerde kurulması
- Şeffaf olmayan su kullanım raporlamaları
- Enerji ve su verimliliğinin ikinci plana atılması
Eğer bu alanlarda önlem alınmazsa, yapay zeka yatırımları özellikle kurak bölgelerde mevcut su sorunlarını daha da derinleştirebilir.
Şirketler bunun farkında mı?
Büyük teknoloji şirketleri, son yıllarda bu eleştirilerin farkında olduklarını gösteren adımlar atıyor. Bunlar arasında:
- Kapalı devre su soğutma sistemleri
- Daha az su tüketen çip mimarileri
- Yenilenebilir enerjiyle çalışan veri merkezleri
- Su pozitif olma hedefleri (kullandığından fazlasını doğaya geri kazandırma)
Ancak yapay zeka talebi bu hızla artmaya devam ederse, bu önlemlerin yeterli olup olmayacağı hâlâ tartışma konusu. Özellikle bu aşamda yapay zekanın hayatımızın her alanına dahil olması da ateşi körüklüyor diyebiliriz.
Yapay zeka, verimlilik, sağlık, bilim ve ekonomi alanlarında büyük fırsatlar sunuyor. Ancak bu kazanımların çevresel maliyeti göz ardı edilirse, uzun vadede yeni krizlerin kapısı aralanabilir.
İlginizi Çekebilir: Türkiye ve dünyada en çok kullanılan yapay zekalar neler? (2025 Kasım)
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yapay zeka gelişirken çevresel etkileri yeterince ciddiye alıyor muyuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Daha fazlası için bizi takip etmeyi unutmayın!
.png)
3 saat önce
12











